Davranım bozukluğu, çocukluk ve ergenlik dönemlerinde en çok karşılaşılan psikiyatrik bozukluklardan birisidir.
Davranışlarını toplumsal olarak tanımlanan kurallara uygun bir şekilde kontrol etme konusunda başarısız olan birey, başta kendisini ve daha sonra çevresindekileri olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Davranım bozukluğu olan ergenler, saldırgan tutumları nedeniyle başka insan ya da hayvanlara fiziksel olarak zarar verebilirler. Yine bir başkasına ait eşyaları tahrip eden tutumlar sergileyebilirler. Hatta bu bireyler, kişisel çıkarları nedeniyle hırsızlık yapabilir ve bunu yaparken silah kullanabilir ve kişileri tehdit edebilirler. Sıklıkla kavgayı başlatan taraf olmalarının yanı sıra, insanlara karşı zalimce olan davranışlarını hayvanlara da kullanabilirler. Bu nedenle davranım bozukluğu olan ergenlerde hayvanları yaralama ya da öldürme çok sık görülen bir davranıştır.
Ergenlerde davranım bozukluğu pek çok nedenle ortaya çıkabilir. Peki, bu nedenler nelerdir?
Davranım bozukluğu farklı dönemlerde ortaya çıkabilen bir psikiyatrik bozukluktur. Genellikle belirtiler 10 yaşından önce gözlemlenirse bu durum “çocukluk çağı davranım bozukluğu” olarak nitelendirilir. Ancak belirtiler 10 yaşından sonra ortaya çıkmışsa bu durumda “ergenlik dönemi davranım bozukluğu” olarak tanımlanmaktadır.
Ergenlerde davranım bozukluğu birçok nedenden dolayı ortaya çıkabilir. Bunlardan birisi de nörobiyolojik etkendir.
Bireyin serotonin düzeylerinde yaşanan artış bu psikiyatrik rahatsızlığa neden olabilmektedir. Ayrıca sara, santral sinir sistemi harabiyeti gibi fiziksel rahatsızlıklar da nedenler arasında değerlendirilmektedir. Bunların yanı sıra zamanında tedavi edilmemiş dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu da davranım bozukluğuna neden olabilir.
Ailesel özellikler, davranım bozukluğunun bir diğer önemli nedenidir; çünkü anne ve babasında sorunlar olan ergenlerde davranım bozukluğu ortaya çıkma ihtimali çok daha yüksektir.
Babanın ilgisiz, uzak ya da aileyi terk etmiş olması sık görülen bir durumdur. Yine annede depresyon, somatik yakınma ve kişilik bozuklukları bulunabilir. Ergenlerde davranım bozukluğunu tetikleyen ailesel etkenler bunlar ile sınırlı değildir. Annesi babası tarafından terk edilen, tek erkek çocuk olduğu için şımartılan ve her isteği karşılanmış çocuklarda da yıkıcı davranışlar görülebilmektedir. Yine kargaşa olan bir aile ortamında büyüyen ergenler, isteklerini ısrarcı ve yıkıcı davranışlar ile alabildikleri için bunu model alır ve engellemelere ise asla katlanamazlar.
Davranım bozukluğu cinsel ve fiziksel kötüye kullanım nedeniyle de görülebilir.
Bu duruma uzun süre maruz kalan çocukların kendileri de benzer davranışlar gösterebilirler. Saldırganlığı öğrenen ve benimseyen ergenler; bunu bir koruma yöntemi olarak benimseyebilirler. En ufak davranışa yıkıcı şekilde yanıt vermeleri ve dile getiremedikleri çaresizliklerini saldırgan davranışlar ile ortaya koymaları nedeniyle risk altındadırlar.
Davranım bozukluğu tedavisi için uzman desteği ne kadar erken alınırsa süreç ergen birey için o kadar sağlıklı ilerleyecektir.
Aksi halde, davranım bozukluğunun alışkanlığa dönüşmesi durumunda seans süreçleri de uzamaktadır. Ergenlerde davranım bozukluğu tedavisi için genellikle uygulanan tedavi yöntemleri; bireysel psikoterapi, ilaç tedavisi ve aile danışmanlığıdır. Psikoterapi sürecinde öncelikli olarak bireyin sorunlu davranışının nedenleri üzerinde durulmaktadır. Yine sorunlu davranışın değiştirilmesi için hekim tarafından çeşitli teknikler kullanılmaktadır. Bu doğrultuda bireye, sorununun çözümüne yönelik olarak gevşeme egzersizleri ile alternatif düşünme yöntemleri gösterilir. Böylece ergen, terapistinin olmadığı zamanlarda sorun yaşadığında önlemler alabilir.
Davranım bozukluğu tedavisi için uygulanan psikoterapi, sadece danışanla birlikte yürütülür.
Ancak seanslara ailenin ve okulun vereceği destek oldukça önemlidir. Danışanla yapılan görüşmelerin dışında, aile ile yapılacak olan görüşmelerde ebeveynlere yönelik çalışmalar yürütülür. Yine sürece ziyaretler ve telefon görüşmeleri ile okul da dâhil edilebilir. Eğer akranlara veya öğretmenlere karşı olumsuz davranışlar tekrar ediyorsa, okul görüşmeleri sayesinde danışanın sorun yaşattığı alanlar seanslarda ele alınabilmektedir.
Ergenlerde davranım bozukluğunu tedavi etmek için ilaç desteği de verilebilir. Ancak ilaç tedavisi genellikle çok ağır vakalarda tercih edilmektedir.
Davranım bozukluğu tedavisi zordur ve bu nedenle birkaç yöntemin bir arada kullanılması gerekir.
Ergenlere öfkelerini kontrol etmeyi öğretmek, destekleyici terapi vermek, gerekirse ilaç tedavisi uygulamak ve aileyi çocuk ile doğru ilişki kurma konusunda bilinçlendirmek tedavinin birer parçasıdır. Ancak bunlar yapılmazsa ergenlerde alkol ve madde bağımlılığı görülebilir. Yine yetişkin birer birey haline geldiklerinde sorunları artabilir, üretken olmayıp toplum huzurunu bozabilirler.