Sınav, öğrencilerin bir ders ile ilgili bilgilerini ölçmek, bir üst eğitim kuruma yerleştirilebilmelerini sağlamak ve eksikliklerini saptamak için sözlü, yazılı veya uygulamalı olarak gerçekleştirilen işlemlerdir.
Ancak sınavlar, bireyin başarılı bir hayata sahip olup olamayacağı ya da insan olarak değerinin bir göstergesi değildir. Ayrıca çevremizde sınavlarda başarısız olduğu halde yaptıkları işlerde başarılı olmuş pek çok insan vardır. Yine sınav, zekânın bir göstergesi değildir ve zekânın bileşenleri girdiğiniz bu sınavlarda ölçülmez. Kısacası sınavlar, geleceğinizin “ tek ” belirleyicisi ve tüm zamanınızı elinizden alacak korku dolu bir süreç değildir. Bu nedenle gireceğiniz sınavları önemsemeli, ancak aşırı sınav kaygısı yaşamamak için onlara yüklediğiniz anlama dikkat etmelisiniz.
Sınav kaygısı; sınav öncesinde, esnasında ya da sonrasında yaşanabilen endişe, korku ve rahatsızlık halidir.
Yaşanan bu kaygının temelinde, öğrencinin sınav ile ilgili aşırı endişeleri ve sınava yüklediği anlamlar yatmaktadır. Sınav kaygısı kendisini farklı yollarla gösterebilir. Bunlar arasında fiziksel belirtiler de yer almaktadır. Sınav kaygısının neden olduğu fiziksel belirtiler arasında ise; karın ağrısı, titreme, mide bulantısı ve bayılma da yer almaktadır. Bunun yanı sıra sınav kaygısının davranışsal bileşeni ise; öğrencinin var olan potansiyelini kullanamaması, ders çalışmayı ertelemesi, sınavı bitirmeden terk etmesi ve öğrendiklerini unutması şeklinde ortaya çıkabilir. Ancak bu durum çözümsüz değildir. Sınav kaygısını yenmek için öncelikli olarak bireyin bu durumu neden yaşadığı belirlenmelidir.
Sınav kaygısının en temel nedeni, sınava yeterince hazırlanmamış olmaktır.
Bireyin sınava yeterince hazırlanmadığını bilmesi, yüksek derecede stres ve kaygı hissetmesine neden olabilir. Dolayısıyla bu durumun çözümü ise oldukça nettir. Sınava yeterince hazırlanmak, sınav kaygısı yaşayan bireyi rahatlatır ve bu sayede kaygı ile çok daha kolay baş edebilir. Bu tür sınav kaygısı oldukça yaygındır ve üstesinden gelmek kolaydır.
Bunun yanında sınav ile ilgili çok daha zor kaygı türleri bulunmaktadır. Bunlar genellikle kişinin duyguları, deneyimleri ve inançları ile ilişkilidir.
En sık yaşanılanlar ise üç kategoride değerlendirilmektedir;
Başarısızlık korkusu, çok çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir.
Bu anlamda en önemli nedenlerden birisi, aile ve arkadaşların bireyden beklentileridir. Birey, bu beklentileri karşılayamayacağı düşüncesi ile endişeye kapılabilir. Ayrıca tek bir sınavın etkisini çok fazla büyütmek ve sınav sonucunu doğrudan kariyere bağlamak da kaygıya neden olabilir.
Çaresizlik hissi durumunda ise birey başarısızlığının sebebini kendisi dışındaki çevresel bir faktöre bağlar.
Bu nedenle de kurban edilmiş, çaresiz ve kaygılı hissedebilir. Sonuç olarak “ne yaparsam yapayım başaramayacağım” hissine kapılabilir. Kendilik değerine karşı tehdit de aşırı sınav kaygısına neden olabilir. Çünkü bazı öğrenciler, kendilik değerlerini sınavdan aldıkları puanlar ile ölçerler. Bu öğrencilerin özgüvenleri sınavdan aldıkları puanlar ile doğru orantılıdır. Sınavlardan başarısız olmaları durumunda özgüvenleri azalır ve çaresiz hissedebilirler.
Sınav nedeniyle kaygı yaşayan öğrencilerin başarısında belirgin bir düşüş gözlenir.
Ders çalışmayı erteleme, sınav ile ilgili konuşmayı reddetme de izlenebilir. Ayrıca bu öğrencilerde çok çalışmalarına rağmen performans düşüklüğü de gözlemlenebilir. Ancak sınavın neden olduğu kaygı ile baş etmek mümkündür. Bunun için yapılması gereken en önemli şey sınava iyi bir şekilde hazırlanmaktır. Bu anlamda konu tekrarını bütün bir haftaya yaymak ve tekrar etmeye erken başlamak kaygının azalmasında etkili olacaktır.
Öğrencinin kaygıyla baş edebilmesi konusunda en önemli destekçilerinden birisi ailesidir.
Bu doğrultuda aile için sınavın ne anlam ifade ettiği ve sınav ile ilgili tutumları önem taşımaktadır. Aileler kendi kaygılarını çocuklarına yansıtmamalı ve sınırlarını iyi bilmelidir. Bu anlamda ebeveynler sınava ilişkin konuşmalarda özenli davranmalı, çocuğu akranları ile karşılaştırmamalı ve gerçekçi olmalıdır.
Yine çocukları için uygun aile ortamı sağlamaları ve problem çözme davranışları geliştirmeleri gerekmektedir.
Tüm bunların yanı sıra öğrencilerin hazırlandıkları sınavlar ile ilgili yaşadıkları kaygı nedeniyle ruhsal bozukluklar ortaya çıkabilir. Bu ruhsal bozukluklar arasında; depresyon, anksiyete bozukluğu ve uyku bozukluğu da yer almaktadır.
Öğrencide davranış bozukluğu ve kaygı ile başa çıkmak için uygun olmayan yolları kullanma gibi sorunlar baş gösterdiğinde mutlaka psikiyatrik destek alınmalıdır.